28 Eylül 2009 Pazartesi

Ezel Kristo Kontu

Monte Kristo Kontu'ndan uyarlanan Ezel dizisi sonunda seyirciye "Merhaba" dedi. (Biliyorum, çok klişeyim!) Monte Kristo Kontu, intikamın anası hatta babasıdır. O yokken intikam diye birşey yoktu sanırım. Quentin Tarantino bile her gece ağlıyor ben neden yazamadım bu kitabı diye. Biliyorsunuz tabi, "intikam film olarak yenilir" Quentin abimizde. Onu da çekecektir bir gün elbet. Monte Kristosuz intikama intikam demem çünkü.

Konu itibariyle çok iyi uyarlanmış Ezel. Gözümü alamadım izlemekten, reklamlarda bile değiştirmedim, siz düşünün artık. (Bu aralar çok Türk dizisi izliyorum da!) Monte Kristo Kontu'ndaki aynı konu zaten. En yakın arkadaşları ve sevgilisi tarafından kumpasa getirilmiş Ömer ( Kenan İmirzalioğlu) hapishaneye düşer ve orada hayatını değiştirecek bir adamla tanışır. Ve olaylar gelişir...



Dizideki insanların boyalı saçları çok komik duruyordu ama bu ayrıntıyı düşünmeleri bile güzel. Kenan'ın gençliğini canlandıran çocuk feci benziyordu Kenan'a. Casting'e helal olsun! Bu arada Cansu Dere de çok güzel bakıyor. Oyunculuğunu bilemem ama bakış atmayı çok iyi geliştirmiş.

İntikam filmlerini severim. Quentin'i tek geçerim o yüzden. Bu intikam dizisi de tutacak. İnsan soğukkanlı bir canlıdır ne de olsa, kinini de tutar, intikamını da alır.

O yüzden şimdiden "Go Kenan, Go!" :)

5 Eylül 2009 Cumartesi

Es Es Baby!

Es-Es dizisi geçen haftalarda beyaz ekranla tanıştı. Adını ilk duyduğumda çok merak etmiştim anlamını. Meğerse Eshişehirspor’un kısaltmasıymış, İzmir Karşıyakaspor’un Kafsinkaf’ı gibi. İlk bölümünün reytingleri ATV’yi tatmin etmedi sanırım ki bu nedenle Cumartesi günleri yayınlanıyor artık. Dizilerin gün ve gün gezmesi beni hep deli etmiştir. Hangi gün başladıysa o gün devam etmeli ve insanlar da kanal kanal o diziyi aramamalı bence.

İlk bölümü bende pozitif etkiler bıraktı ve bu dizi tutar dedim. The O.C.’ye benziyor denildi ama hikaye ile alakası yok. Bir tek varoş çocuk ve sürekli sorun çıkartan abisi benzer diyebiliriz sadece. Diziyi kısaca özetlersek, boşanmış bir aile, kendini işine kaptırıp çocuğunu uyuşturucu batağına kaptırıp ölümünü gören bir baba, kızını miletvekili oğluna peşkeş çeken bir anne, milletvekili ile ticari ilişkiler kurmaya çalışan bir cici baba, aklı beş karış havada esas kız ve kankası, belalı bir abi ve zeki ama varoş batağına saplanmış bir esas çocuk.

Kötü abi rolünde Berk Hakman var ve kendisi iyi çocuk rollerinden sıyrılıp farklı bir rolle çıktı karşımıza. Tercan karakterini iyi taşıyor ve yapay durmuyor.

Ahmet Rıfat Şungar’ı 3 Maymun’dan sonra ilk defa izliyorum. Daha önce Hatırla Sevgili’de oynamış ama o diziyi izlemediğim için yorum yapamıyorum. Varoş delikanlıyı güzel canlandırıyor, oyunculuğu da göze batmıyor ama çok önemli bir sorunu var. Kelimeleri yutuyor ve anlaşılır konuşamıyor. Diksiyon dersleriyle halledilebilir sanırım, üzerinde çalışması lazım. Dikkatimi çeken bir diğer konu da aşırı terlemesi. 3 Maymun filmi sıcaklarda çekilmişti ve nehirler kadar ter akıtmıştı. Şansına bu dizi de sıcaklarda çekiliyor ve yine aşırı terleme sorunu ile baş başa.

Erdal Beşikçioğlu, her erkeğin yaşlanınca olmak isteyeceği bir erkek. O yaşta bu ne karizma dedirtiyor adama. Köprü dizisi ve Vali filminde oynamış ama bukalemun gibi, hiç benzemiyor diğer karakterlere.


Derya Alabora, keşke oyunculuk yapmasa da hep onu güzel hatırlasak. Hep aynı oyunculuk ve hep aynı kıvırcık kızıl saçlar. Kendisini çok sevsem de artık katlanamıyorum. Bir insan hiç mi değiştiremez kendisini. Tamam, oyunculuk tarzı belli bir yaştan sonra zor değiştirilir, ama bari saç rengini değiştir değil mi? Hep aynı kızıl saç! Sen pavyonda şarkıcılık yapan bir kadını canlandırıyorsun, dipleri siyah uçları sarı boyatsana saçlarını. Böyle detaylar güzeldir dizi ve filmlerde. Biraz Popstar Mehtap’ı izleyen herkes ondan daha iyi oyunculuk çıkaracağından eminim!

Özetlemek gerekirse güzel bir dizi Es Es. İzlenilebilir veya arada ne oluyor diye bakılabilir :)