5 Kasım 2009 Perşembe

Mutluluk Uzmanı Hung

HBO’nun yeni komedi dizisine daha önce değinecektim ama sanırım aklımdan uçup gitmiş. Bu sezonun bomba dizilerinden biri diye lanse edilmişti. Hikaye 40’lı yaşlarına merdiven dayamış, karısı tarafından terk edilen ve herhangi bir vasfı olmayan Ray Drecker’in bir anda değişen hayatını anlatıyor. Hung kelime anlamıyla argoda “büyük penisli” demek ve Ray’in de büyük penisi vardır. Bu özelliğinden yararlanıp “man whore” yani jigolo olur ve kendini “mutluluk danışmanı” ilan eder. Diziyi daha önce merak etmeme rağmen izleme fırsatı bulamadım, ta ki dün e2 reklamlarını izleyene kadar.

E2 kanalı müthiş bir pazarlama taktiği gerçekleştirmiş ve Hung için hem websitesi hem de telefon numarası ayarlamış.
Websitesi: http://www.mutlulukuzmani.com/
Telefon: 0212 335 46 66


Telefon fikrini çok eğlenceli ve bir türk kanalından beklenmeyecek derecede yaratıcı buldum. Merak kediyi öldürür ya, hemen aradım tabi işyerimden. "Mutluluk uzmanı şu anda meşgül. Büyük mutluluğu tattırdığım kadınları dinlemek için hatta kal" diyor Hung ses kaydında. Ardından da Hung’tan “memnun” olan ve onu herkese öneren birkaç müşterinin ses kayıtları var.

O ses kaydındaki kadınların deneyimleri :)
"Hung sayesinde perşembe gecelerim dolu dolu."
"Müptelası oldum yaa, manyak bişey. Büyüksün Hung."
"Haftada birkez çok az keşke her gecem onunla geçse"

Hung bu akşam 22:15’te e2 kanalında.

http://www.e2.tv.tr/dizi.asp?code=hung
http://www.hbo.com/hung/

1 Kasım 2009 Pazar

Nefes

Bu aralar Türk dizilerine pek sardım. Ama merak etmeyin Yaprak Dökümü izleyerek salya sümük kendimden geçmiyorum. Fragmanlardan gördüğüm kadarıyla dramanın dibine vurmuş, ölen ölene.

Nefes dizisine sardım şu aralar. İzlerken acayip eğleniyorum. TV’den izlemiyorum ama. TV’den türk dizisi izlemek “soooo lame”. http://www.diziizleyelim.com/ adresinden 80-90 dakikalık dizilerin gereksiz sahnelerini ileri sararak 30 dakkaya sıkıştırıyorum ve süper diziler haline getiriyorum. DIY- Do It Yourself'in hastasıyım anlayacağınız. Trend artık kişiselleştirme ne de olsa :)

Nefes rolünde yıldızı bir sönüp bir parlayan Naz Elmas var. Küçükken annesi, aile dostları Yahya Bey ile aşk ateşine düşerek çoluğunu çocuğunu, evini, kocasını bırakıyor. O zamandan beri büyüyüyen bir kin var Nefes’in içinde. Kızımız büyüyor ve çellist oluyor. Bacak gösteren başka seksi bir çalgı aleti bulmak zor tabi!


Babasının intiharından sonra kini daha da artan Nefes, annesinden intikamını alacağı için sevimli kız rolünü benimseyip annesinin evine yerleşiyor. Yahya ve 3 oğlu hemen Nefes’in büyüsüne kapılıyor. Nefes’in parmağında dönecek bu 4 erkeğe Nefes’in yakın arkadaşı Uygar da katılıyor ve bitmek bilmeyen aşk, ihtiras, entrika ve drama vuku buluyor. İntikam filmleri ve dizileri izlemek gerçekten çok zevkli. İnanılmaz bir haz alıyorum izlerken. Neden acaba? Çocukluğuma insem bunun sebebini öğrenebilir miyim?



Naz Elmas, kokocu “emo-gotik” makyajıyla güzel görünüyor. Histerik ve nevrotik davranışları da yakışıyor karaktere. Anne rolünde Jülide Kural çok hüzünlü bir kadın, dramı oynamıyor yaşıyor adeta. Sinan Tuzcu büyük playboy evlat rolüne cuk oturmuş. Yüzü ve mimikleri ne kadar sinsi. Bu adamı sokakta gören kadınlar korkumuyor mu acaba? Suratında her an tecavüz edecekmiş gibi bir bakış var çünkü. Sonbahar filmiyle yıldızı parlayan (magazin cümleleri kuruyorum resmen, azzz sonraaaa) Onur Saylak da asi ve özgür karakteri ile başarılı. Köylü ve burjuva arasında sıkışıp kalmış bir havası var adamın. Sanki başrolü hem hakediyor hem haketmiyor, arasında gelip gidiyor. Uğur Polat bildiğimiz Uğur Polat zaten. Adamın konuşması ve oyunculuğu huzur verici cinsten.

Birkaç bölüm daha izleyip yerli dizi çöplüğüne atarım yine bu diziyi. Şimdilik 30 dakikalık sıkıştırılmış haliyle iyi gidiyor.