29 Aralık 2009 Salı

Oylum Talu'dan İnciler!

Geçenlerde tv kanallarında gezinirken Lale Mansur'u gördüm ve Habertürk'te sabitlendim. Lale Mansur'u çok severim. Oyunculuğundaki ve gerçek hayattaki rahatlığına aşığım. Evinde çay içip kıkırdamak isteyeceğim ünlülerden birisidir.

Kanalda "Oylum Talu ile Burası Haftasonu" programı vardı ve Lale Mansur'la Saadet Işıl Aksoy "Başka Dilde Aşk" filmini tanıtıyorlardı.

Oylum Talu filmi özetlemeye çalışıyor. Aralarında geçen diyalog;

Oylum Talu: Çocuk işitme engelli ve çağrı merkezinde çalışıyor.
Lale Mansur: (Elleriyle kulaklarını kapatarak çocuğun işitme engelli olduğunu anlatmaya çalışıyor) Çocuk işitme engelli!
Oylum Talu: Çocuk işitme engelliler için çağrı merkezinde çalışıyor.
Lale Mansur: Kız çağrı merkezinde, çocuk kütüphanede çalışıyor.
Oylum Talu: Ben çocuğu çağrı merkezinde çalışıyor biliyordum!

Oylum Talu'nun aynaya bakarak cevaplaması gereken sorular;

-İşitme engelli bir insan nasıl çağrı merkezinde çalışabilir? Aptal mısın?
-İşitme engelliler için çağrı merkezi olabilir mi? Ultra gerizekalı mısın?
-Programın konularını nasıl araştırmazsın? (Ve kendisine bir tokat atarak sorgulamayı tamamlayabilir!)

15 Aralık 2009 Salı

Ünlü Öpüşme Sahnesi Bu DVD'de!

Ne kadar iki yüzlüyüz değil mi? Cinsellikte her türlü konuyu tabu haline getiriyorken biraz bacak, biraz çıplak ten, biraz öpüşme görebilmek için her Perşembe reyting rekorları kırdırıyoruz; Seks-i Memnu.

Her şey o kadar komik geliyor ki artık. Yabancı yönetmenler artık cinsel birleşme anlarını bile çekerken ve oyuncular tereddütsüz oynarken biz yastık koyma savaşları yapıyoruz!

Cinselliğe aç ve abazan toplumumuzda yeni çıkan DVD'lerin pazarlama stratejisi bile artık bel altına çalışıyor.

Amme hizmetimizi yaparak bu stratejiyi çektiğimiz fotoğraflarla öpüştürmek, pardon ölümsüzleştirmek istedik!

10 Aralık 2009 Perşembe

Bloga Maydanoz Kondu :)

Blog dayanışmasını seviyorum. Yeri geldiğinde bazen fikir birliği oluşturamasak da blog dayanışmamızı her zaman gösteririz.

Blog dayanışmasına çok güzel bir örnek de Maydanoz'un Blogu : http://cimcimeblog.blogspot.com/

"Blog Topluluğu" olarak kendini tanımlayan Maydanoz'un amacını kendi sözcüleriyle okuyalım;

"Maydanoz kendi çapında tamamıyle yekpare gönüllülük esasına dayalı, blogların açık dizinidir. Maydanoz blog seçiminde objektifliği ön plana alır, bir de çalışan blogları. Maydanoz bir terazidir. Burcunun bütün özelliklerini ve güzelliklerini taşır."

Dizi Günlükleri'ni de blog topluluğuna etkilemiş, sağolsunlar var olsunlar :)





Kendisini takibe alın efenim, sizi de takibe alsın :)

5 Kasım 2009 Perşembe

Mutluluk Uzmanı Hung

HBO’nun yeni komedi dizisine daha önce değinecektim ama sanırım aklımdan uçup gitmiş. Bu sezonun bomba dizilerinden biri diye lanse edilmişti. Hikaye 40’lı yaşlarına merdiven dayamış, karısı tarafından terk edilen ve herhangi bir vasfı olmayan Ray Drecker’in bir anda değişen hayatını anlatıyor. Hung kelime anlamıyla argoda “büyük penisli” demek ve Ray’in de büyük penisi vardır. Bu özelliğinden yararlanıp “man whore” yani jigolo olur ve kendini “mutluluk danışmanı” ilan eder. Diziyi daha önce merak etmeme rağmen izleme fırsatı bulamadım, ta ki dün e2 reklamlarını izleyene kadar.

E2 kanalı müthiş bir pazarlama taktiği gerçekleştirmiş ve Hung için hem websitesi hem de telefon numarası ayarlamış.
Websitesi: http://www.mutlulukuzmani.com/
Telefon: 0212 335 46 66


Telefon fikrini çok eğlenceli ve bir türk kanalından beklenmeyecek derecede yaratıcı buldum. Merak kediyi öldürür ya, hemen aradım tabi işyerimden. "Mutluluk uzmanı şu anda meşgül. Büyük mutluluğu tattırdığım kadınları dinlemek için hatta kal" diyor Hung ses kaydında. Ardından da Hung’tan “memnun” olan ve onu herkese öneren birkaç müşterinin ses kayıtları var.

O ses kaydındaki kadınların deneyimleri :)
"Hung sayesinde perşembe gecelerim dolu dolu."
"Müptelası oldum yaa, manyak bişey. Büyüksün Hung."
"Haftada birkez çok az keşke her gecem onunla geçse"

Hung bu akşam 22:15’te e2 kanalında.

http://www.e2.tv.tr/dizi.asp?code=hung
http://www.hbo.com/hung/

1 Kasım 2009 Pazar

Nefes

Bu aralar Türk dizilerine pek sardım. Ama merak etmeyin Yaprak Dökümü izleyerek salya sümük kendimden geçmiyorum. Fragmanlardan gördüğüm kadarıyla dramanın dibine vurmuş, ölen ölene.

Nefes dizisine sardım şu aralar. İzlerken acayip eğleniyorum. TV’den izlemiyorum ama. TV’den türk dizisi izlemek “soooo lame”. http://www.diziizleyelim.com/ adresinden 80-90 dakikalık dizilerin gereksiz sahnelerini ileri sararak 30 dakkaya sıkıştırıyorum ve süper diziler haline getiriyorum. DIY- Do It Yourself'in hastasıyım anlayacağınız. Trend artık kişiselleştirme ne de olsa :)

Nefes rolünde yıldızı bir sönüp bir parlayan Naz Elmas var. Küçükken annesi, aile dostları Yahya Bey ile aşk ateşine düşerek çoluğunu çocuğunu, evini, kocasını bırakıyor. O zamandan beri büyüyüyen bir kin var Nefes’in içinde. Kızımız büyüyor ve çellist oluyor. Bacak gösteren başka seksi bir çalgı aleti bulmak zor tabi!


Babasının intiharından sonra kini daha da artan Nefes, annesinden intikamını alacağı için sevimli kız rolünü benimseyip annesinin evine yerleşiyor. Yahya ve 3 oğlu hemen Nefes’in büyüsüne kapılıyor. Nefes’in parmağında dönecek bu 4 erkeğe Nefes’in yakın arkadaşı Uygar da katılıyor ve bitmek bilmeyen aşk, ihtiras, entrika ve drama vuku buluyor. İntikam filmleri ve dizileri izlemek gerçekten çok zevkli. İnanılmaz bir haz alıyorum izlerken. Neden acaba? Çocukluğuma insem bunun sebebini öğrenebilir miyim?



Naz Elmas, kokocu “emo-gotik” makyajıyla güzel görünüyor. Histerik ve nevrotik davranışları da yakışıyor karaktere. Anne rolünde Jülide Kural çok hüzünlü bir kadın, dramı oynamıyor yaşıyor adeta. Sinan Tuzcu büyük playboy evlat rolüne cuk oturmuş. Yüzü ve mimikleri ne kadar sinsi. Bu adamı sokakta gören kadınlar korkumuyor mu acaba? Suratında her an tecavüz edecekmiş gibi bir bakış var çünkü. Sonbahar filmiyle yıldızı parlayan (magazin cümleleri kuruyorum resmen, azzz sonraaaa) Onur Saylak da asi ve özgür karakteri ile başarılı. Köylü ve burjuva arasında sıkışıp kalmış bir havası var adamın. Sanki başrolü hem hakediyor hem haketmiyor, arasında gelip gidiyor. Uğur Polat bildiğimiz Uğur Polat zaten. Adamın konuşması ve oyunculuğu huzur verici cinsten.

Birkaç bölüm daha izleyip yerli dizi çöplüğüne atarım yine bu diziyi. Şimdilik 30 dakikalık sıkıştırılmış haliyle iyi gidiyor.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Bahar Dalları

TRT 1 reytinglerde zirveye oturmanın sırrını öğreniyor sanırım. Acıklı dramalara yer vermeye başladı. Bahar Dalları TRT 1'in yeni draması Bahar Dalları her Salı 21:35'te TRT 1'de. Sumru Yavrucuk, Altan Erkekli ve Sezen Aksu'nun vokalisti Nurcan Eren başrollerde.

Dizi o kadar acıklı ki! Kızı öldürülen annenin dramını ve akabinde gelişen olayları izliyoruz. Sumru Yavrucuk sonunda "İşte bu Sumru Yavrucuk" dediğimiz bir role hayat veriyor. Kızının kapıda bıçaklanması ve gözlerinin önünde öldürülmesi ile kadının hayatı baştan aşağıya değişiyor. Kızının organları 4 kişiye bağışlanarak onların hayatlarına umut oluyor ve olaylar örgüsü gelişmeye başlıyor.


Kıbrıs tatilinde dışarı çıkmaya hazırlanırken takılı kaldık ve tatilde olduğumuzu unutup sonuna kadar izledik diziyi. Ama nasıl izleme. Salyalar sümükler karıştı birbirine. En son izlediğimiz bölümde yıllar önce kızını ve karısının terk eden Altan Erkekli organ nakli yapılan insanlarla buluşmuştu. İlerleyen bölümlerde ilginç olaylar ve gelişmeler olabilir ama benim yüreğim kaldırmadı diğer bölümleri izlemeye. Hele kızın, annesinin doğum günü için hazırladığı DVD'yi Sumru Yavrucuk bulunca ne tepkiler verdi görmek bile istemiyorum.

İçim acıdı. Benim gibi annesinden uzak insanların bünyeleri için zararlı bu dizi. Ama mutlaka izleyin, kaliteli bir yapım ve kaliteli oyunculuklar görmüş olursunuz.

28 Eylül 2009 Pazartesi

Ezel Kristo Kontu

Monte Kristo Kontu'ndan uyarlanan Ezel dizisi sonunda seyirciye "Merhaba" dedi. (Biliyorum, çok klişeyim!) Monte Kristo Kontu, intikamın anası hatta babasıdır. O yokken intikam diye birşey yoktu sanırım. Quentin Tarantino bile her gece ağlıyor ben neden yazamadım bu kitabı diye. Biliyorsunuz tabi, "intikam film olarak yenilir" Quentin abimizde. Onu da çekecektir bir gün elbet. Monte Kristosuz intikama intikam demem çünkü.

Konu itibariyle çok iyi uyarlanmış Ezel. Gözümü alamadım izlemekten, reklamlarda bile değiştirmedim, siz düşünün artık. (Bu aralar çok Türk dizisi izliyorum da!) Monte Kristo Kontu'ndaki aynı konu zaten. En yakın arkadaşları ve sevgilisi tarafından kumpasa getirilmiş Ömer ( Kenan İmirzalioğlu) hapishaneye düşer ve orada hayatını değiştirecek bir adamla tanışır. Ve olaylar gelişir...



Dizideki insanların boyalı saçları çok komik duruyordu ama bu ayrıntıyı düşünmeleri bile güzel. Kenan'ın gençliğini canlandıran çocuk feci benziyordu Kenan'a. Casting'e helal olsun! Bu arada Cansu Dere de çok güzel bakıyor. Oyunculuğunu bilemem ama bakış atmayı çok iyi geliştirmiş.

İntikam filmlerini severim. Quentin'i tek geçerim o yüzden. Bu intikam dizisi de tutacak. İnsan soğukkanlı bir canlıdır ne de olsa, kinini de tutar, intikamını da alır.

O yüzden şimdiden "Go Kenan, Go!" :)

5 Eylül 2009 Cumartesi

Es Es Baby!

Es-Es dizisi geçen haftalarda beyaz ekranla tanıştı. Adını ilk duyduğumda çok merak etmiştim anlamını. Meğerse Eshişehirspor’un kısaltmasıymış, İzmir Karşıyakaspor’un Kafsinkaf’ı gibi. İlk bölümünün reytingleri ATV’yi tatmin etmedi sanırım ki bu nedenle Cumartesi günleri yayınlanıyor artık. Dizilerin gün ve gün gezmesi beni hep deli etmiştir. Hangi gün başladıysa o gün devam etmeli ve insanlar da kanal kanal o diziyi aramamalı bence.

İlk bölümü bende pozitif etkiler bıraktı ve bu dizi tutar dedim. The O.C.’ye benziyor denildi ama hikaye ile alakası yok. Bir tek varoş çocuk ve sürekli sorun çıkartan abisi benzer diyebiliriz sadece. Diziyi kısaca özetlersek, boşanmış bir aile, kendini işine kaptırıp çocuğunu uyuşturucu batağına kaptırıp ölümünü gören bir baba, kızını miletvekili oğluna peşkeş çeken bir anne, milletvekili ile ticari ilişkiler kurmaya çalışan bir cici baba, aklı beş karış havada esas kız ve kankası, belalı bir abi ve zeki ama varoş batağına saplanmış bir esas çocuk.

Kötü abi rolünde Berk Hakman var ve kendisi iyi çocuk rollerinden sıyrılıp farklı bir rolle çıktı karşımıza. Tercan karakterini iyi taşıyor ve yapay durmuyor.

Ahmet Rıfat Şungar’ı 3 Maymun’dan sonra ilk defa izliyorum. Daha önce Hatırla Sevgili’de oynamış ama o diziyi izlemediğim için yorum yapamıyorum. Varoş delikanlıyı güzel canlandırıyor, oyunculuğu da göze batmıyor ama çok önemli bir sorunu var. Kelimeleri yutuyor ve anlaşılır konuşamıyor. Diksiyon dersleriyle halledilebilir sanırım, üzerinde çalışması lazım. Dikkatimi çeken bir diğer konu da aşırı terlemesi. 3 Maymun filmi sıcaklarda çekilmişti ve nehirler kadar ter akıtmıştı. Şansına bu dizi de sıcaklarda çekiliyor ve yine aşırı terleme sorunu ile baş başa.

Erdal Beşikçioğlu, her erkeğin yaşlanınca olmak isteyeceği bir erkek. O yaşta bu ne karizma dedirtiyor adama. Köprü dizisi ve Vali filminde oynamış ama bukalemun gibi, hiç benzemiyor diğer karakterlere.


Derya Alabora, keşke oyunculuk yapmasa da hep onu güzel hatırlasak. Hep aynı oyunculuk ve hep aynı kıvırcık kızıl saçlar. Kendisini çok sevsem de artık katlanamıyorum. Bir insan hiç mi değiştiremez kendisini. Tamam, oyunculuk tarzı belli bir yaştan sonra zor değiştirilir, ama bari saç rengini değiştir değil mi? Hep aynı kızıl saç! Sen pavyonda şarkıcılık yapan bir kadını canlandırıyorsun, dipleri siyah uçları sarı boyatsana saçlarını. Böyle detaylar güzeldir dizi ve filmlerde. Biraz Popstar Mehtap’ı izleyen herkes ondan daha iyi oyunculuk çıkaracağından eminim!

Özetlemek gerekirse güzel bir dizi Es Es. İzlenilebilir veya arada ne oluyor diye bakılabilir :)

22 Ağustos 2009 Cumartesi

ABC Evi ve Kanal D Orkestrası

Kanalların yeni sezon promolarını çok seviyorum. Kanal D bu sene çok başarılı mesela bu konuda. Orkestra fikrini beğendim.







ABC kanalı da ABC House olarak tüm yapımlarını aynı evde toplayarak "Your favorite shows live here" yani "Favori şovlarınız burda yaşıyor" sloganını kullanmış. Promo videolarını mutlaka izlemelisiniz, şahsen izlerken çok eğlendim :)






ABC House'ın kısa kısa tüm promoların linkleri;

http://www.youtube.com/watch?v=JHwxFsh050g (Sawyer ve Jules Cobb (Cougar Town))
http://www.youtube.com/watch?v=u5Iw7F9t-28 (Ben ve Çarşamba günü yeni oyuncuları )
http://www.youtube.com/watch?v=EsezGY7w2qo (Tüm dizi ve şovlar I )
http://www.youtube.com/watch?v=wlvSBCWhO3g (Hurley ve Dancing with Stars )
http://www.youtube.com/watch?v=M-ZsBixaOT8 (Sally Field ve Jimmy Kimmel )
http://www.youtube.com/watch?v=oDL_s8k2aGg (Katherine ve Dancing with Stars )
http://www.youtube.com/watch?v=NHo1zTJ1Ctg (Charlie, Dr. Derek Shepherd , Jules Cobb )
http://www.youtube.com/watch?v=KSv_bJ7nDeg (Bree Hodge ve Mark Sloan )
http://www.youtube.com/watch?v=RsyJJc-B5-w (Christina Applegate, Rob Lowe, Becki )
http://www.youtube.com/watch?v=UhiP9nHFdQw (Susan ve Jack )

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Sıcak Karpuz Etkisi Yaratan Yaz Dizileri

Yaz ayı düşük bütçeli, eğlencelik ve oyalamalık diziler sezonudur. Bu diziler için genelde uyduruk senaryolar ve tanınmamış oyuncular seçerler. Bazı yaz dizileri şanslıysa iyi reyting alır ve Eylül’le birlikte normal sezon hayatına demir atmış olur. (bkz : Küçük Kadınlar ) Bu dizilerin nerede son bulacağını ve hikayenin seyrini izlediğiniz ilk yarım saatte anlarsınız.

Daralmamıza neden olan sıcak karpuzun dilimlerini irdeleyelim şimdi:

Unutulmaz
İki kız kardeşin aynı erkeğe aşık olmaları ve gelişen enrikalar. Baldız baldan tatlıdır muhabbeti neden fantazi öğesidir acaba. Kan bağ olmamasına rağmen bana hep ensest ilişkiyi hatırlatır bu durum. Zaten Yaprak Dökümü’nde “kızkardeşler ve asıl erkek seks üçgeni” boylu boyuna işlenirken ne gerek vardı bu diziye? Biraz enrikaya ara verilsin değil mi?! Ayrıca entrika güzel de işlenmiyor. Biraz “Boleyn Girl” izleyip ders mi alsalar acaba?

Yalancısın Sen
Ranini’nin bahsettiği bu dizinin 20 dakkasını izledim ve sonuç yine hüsran. Evlenmek istemeyip bekar kalmak isteyen bir oğul, evlenmesini isteyen bir anne ve anlaşmalı sevgili rolünde bir kız. Evlenmek istemeyen çocuk acaba gay mi dedim kendi kendime. Neden evlenmek istemez ve evlenmek için bunca tezgah neden? Evet, çocuk gay değil zamparanın tekiymiş ama konu yine çok boş, absürd ve yaratıcılıktan uzak geliyor. Daha yaratıcı olmak adına başroldeki çocuğu gay ve kızı lezbiyen yapabilirlerdi. Hem sosyal mesaj vererek evlenmek zorunda bırakılan eçcinsellere değinirler hem de aileleri eşcinsellik hakkında bilinçlendirirlerdi. Ama nerdee?

Aile Reisi
"İki Aile" dizisinin tıpatıp aynısı. Star Tv’ye pes doğrusu demek istiyorum. Bari farklı bir kanalda yayınlasalardı. Hem İki Aile dizisi daha komikti. Bu diziye yorum bile yapılmaz. Aile Reisi sucks!

Kapadokya Düşleri
Kapadokya’da geçen bir gençlik draması. En az TRT kadar vasat bir dizi. Oyuncular da vasat, belirtmeden geçemeyeceğim!

Geniş Aile
Sıcak aile dizisi olma iddiasında olan ama kanımca hiç de sıcak olmayan dizi. Çok soğuk buldum diziyi. Konusu Almancı bir ailenin kızı ile evlenip Almanya’ya giden ve üç ay sonra boşanarak eve dönen Cevahir ( Ufuk Özkan) etrafında dönüyor. Diziden nefret etmeniz için 2 oyuncu; Birincisi Ufuk Özkan, ki kendisi Emret Komutanım, Benim Annem Bir Melek ve bu dizi ile aynı oyunculuk kariyerini sürdürmektedir, ve ikincisi İlker Ayrık, ki oyunculuğundan ve tipinden nefret ederim. Ne yapayım, çok şekilciyim!

Haneler
Çeşitli ailelerin skeçlerini ekrana getiren bir dizi. Skeç konusunda hiçbir zaman başarılı olamayacağız sanırım. Skeçlerde Saturday Night Live kalitesine ne zaman ulaşacağız acaba ya da kendimizi Olacak O Kadar klişelerinden ne zaman uzaklaştıracağız?!




Uygun Adım Aşk
Denizci ve Karacı askerlerin maceralarını anlatan romantik komedi dizisi. Türkiye’de her asker dizisi tutar diye yola çıkmışlar sanırım. Yeni “Emret Komutanım” olamayacak kadar vasat bir yapım!

13 Ağustos 2009 Perşembe

Ey Aşk Nerdesin?

Yaz dizileri iç bayıltacak berbatlıkta bu sene. İğrenç yaz dizileri dosyası yazacaktım ama içim daraldı bıraktım yazmayı. Zaten havalar sıcak, bir de bu dizi eziyeti insanı daha fena dellendiriyor.

Az önce 1. bölümü ile "Ey Aşk Nerdesin?" yayınlandı ATV'de. "Elmalar ve Armutlar" olarak yayınlanacaktı ama son dakika isim değiştirmişler. Dizide, 30 yaşına giren ve Ally McBeal sendromuna yavaş yavaş ayak basan Zeliş'in (Burçin Terzioğlu) hikayesi anlatılacak. Nedense Türk dizileri bu konuyu işlemekten bıkmadı. Evde kalmış kız kurusu dizileri neden çok sevilir anlamam. "Schadenfreude” yani başkalarının uğradığı zararlardan mutluluk duyabilmeyi daha önce şurada yazmıştım. Evet, bu tarz "Failure"ları milletçek seviyorz. Gerçi sadece Türkler değil herkes seviyor başkalarının başarısızlıklarını (bkz. Bridget Jones filmleri ). "30-40 yaşındayım, kariyer de bende, erkekler de bende, erkekleri parmağımda oynatırım" konseptli kadın dizileri çekemeyecekler sanırım. Neyden korkuyorlarsa? Ki dizilere bakılırsa zaten dizi yönetmenlerini %90'ı kadın. Ayrıca sen prime time'da Beren Saat'in tırnaklarını Kıvanç Tatlıtuğ'nun sırtına geçirtmişsin, daha ne bekliyorsun cesaret adına?!

Neyse konuya gelelim. Pilot bölüm (Bir türk dizisinin 1. bölümüne pilot bölüm dedim, bileklere kolonya, çabuk!) iyi kotarılmıştı. Yani arka arkaya olaylar geliştiği için insanı kilitleyebiliyordu. Doğum sahnesini neden bu kadar uzattıklarını anlamadım yalnız. Görkem Yeltan'ı hiç sevmediğimi de mutlaka belirtmeliyim. Bu kızda star ışığı yok. Hayatı boyunca hep 2. , 3. ve bilimum 4. kadın rollerini oynayacak. Tek karakter rollerini başarıyla omuzlarında taşıyor! Ayrıca Türk dizileri gerçekten uzun ya, bölüm bitene kadar göbeğim çatladı!

Füsün Demirel'i de severim. "Şaşıfelek Çıkmazı" ve "Sıdıka" hatırına, canlandırdığı hep aynı kadın rolü için ağzımı bile açmayacağım. (Bi de açsaydın!)

Kısacası bu dizi tutar ve Eylül ayında da izlenmeye devam edilir. Yapımcılar sevinin lütfen :)

4 Ağustos 2009 Salı

How I Met My Friends

Hayatım bir sitcom olsun istemişimdir hep. Herkesin güldüğü, eğlendiği, espiriler yaptığı içinde hiç dram olmayan tozpembe bir dizi. İstedim istemesine ama hayat dizimiz güzel olmadı tabi her zaman. Gerçekler ve acılar peşimizi bırakmadığını fark ettik bazen, ama bazen de birdenbire gözyaşları kahkahalara dönüşüverdi. Tatlı-sert anılar, tatlı-sert paylaşımlar.

Dostlarımla gün geldi entrikada Dawson's Creek'i, Cesur ve Güzel'i ve Yalan Rüzgarı'nı geçtik, gün geldi komedide Friends'i, How I Met Your Mother’ı zorladık, gün geldi Prison Break gibi maceradan maceraya koştuk. Sitcom gibi olmasa da yaşamımız tüm dizilerden bir çeşniymiş onu farkettik.

Dedim ya hep sit-com olsun istemişimdir hayatımız diye, çok geç keşfettiğimiz How I Met Your Mother’ı izlerken hiç de sit-com’lardan geri kalmadığımızı anladım. Çünkü herkesin hayatında mutlaka Friends, Dawson’s Creek ve How I Met Your Mother gibi anlar ve hatıralar olmuştur. Mutlaka fiks bir mekan ve fiks dostluklar vardır. Kendimizle özleştirdiğimizde How I met Your Mother’ı daha çok seviyoruz bu yüzden.


Geçen Cuma mesela, Daisy’nin Berlin’den gelişini smoothie gecesi ile kutlarken birden spontane bir şekilde gecenin ilerleyen saatlerinde “sandwich” gecesine dönüştü. “Sandwich” derken ne demek istediğimi diziyi izleyenler bilir tabii :) Talihsiz Şeyler Kişisi büyük bir özenle “sandwich”leri hazırladı. Bizi görmeniz gerekirdi ama, “obur” çocuklar gibi “sandwich” sırası bende diye küçük bir savaş oldu aramızda :) Spontan gelişen olaylar tedirgin olup gerilmeme neden olsa da bu spontanlık çok güzeldi.


Dostluk güzel şey be dostlar :)

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Bilir Kişi Raporu

Dizigünlükleri nurtopu gibi bir blog doğurdu :)

Artık dizilerle kısıtlı kalmayacak yazma konumuz. Herşey hakkında yazılıp çizilecek. Profilim de bir garip oldu; dizi günlükleri / Bilir Kişi Raporu. Şizofreni ve ikiyüzlülük. Kendimi birden Batman'deki Twoface gibi hissettim :)


http://bilirkisiraporu.blogspot.com/

Takip ediniz, okuyunuz lütfen :)

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Saygı Duruşu

Glenn Close'un ne kadar mükemmel bir oyuncu olduğunu anlatmama aşağıdaki 2 kare yeter de artar bile! R.E.S.P.E.C.T. :)

21 Temmuz 2009 Salı

Emmy 2009 Adayları

Emmy 2009 Ödüllerinin adayları açıklandı. 20 Eylül 2009'da 61. kez düzenlenecek törenin kategorileri ve adayları aşağıdadır. ( Kırmızı ile olan benim favorilerim :)

En İyi Drama Dizisi

* Big Love
* Breaking Bad
* Damages
* Dexter
* House MD
* Lost
* Mad Men


İyi Komedi Dizisi

* Entourage
* Family Guy
* Flight of the Conchords
* How I Met Your Mother
* The Office
* 30 Rock
* Weeds

En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)

* Jim Parsons, The Big Bang Theory
* Jemaine Clement, Flight of the Conchords
* Tony Shalhoub, Monk
* Steve Carell, The Office
* Alec Baldwin, 30 Rock
* Charlie Sheen, Two and a Half Men

En İyi Erkek Oyuncu (Drama)

* Bryan Cranston, Breaking Bad
* Michael C. Hall, Dexter
* Hugh Laurie, House

* Gabriel Byrne, In Treatment
* Jon Hamm, Mad Men
* Simon Baker, The Mentalist


En İyi Kadın Oyuncu ( Komedi )

* Julia Louis-Dreyfus, The New Adventures of Old Christine
* Christina Applegate, Samantha Who?
* Sarah Silverman, The Sarah Silverman Program
* Tina Fey, 30 Rock
* Toni Collette, United States of Tara
* Mary-Louise Parker, Weeds



En İyi Kadın Oyuncu ( Drama )

* Sally Field, Brothers & Sisters
* Kyra Sedgwick, The Closer
* Glenn Close, Damages
* Mariska Hargitay, Law & Order: SVU
* Elisabeth Moss, Mad Men
* Holly Hunter, Saving Grace

P.S 1: Blogda fotoğraf koymak ne kadar zor bişey ya, hala geliştiremediler bu özelliği.

P.S 2: Tüm adaylıklar aşağıdaki linkte ; http://cdn.emmys.tv/awards/2009ptemmys/61stemmys_nomswin.php